24.2.09


sana kullanılmamış çocukluğumu bırakıyorum.
biliyorum hala borçluyum.
üstü kalsın demeyi ne çok isterdim oysa...



allahım ne olur yutkunabileyim...



...yaralarımız kadar büyüdük...



...bırakalım özgür olsun hüzünler...



...biz asiler secdemizle başkaldırıyorduk...



...uçma riskimiz düşmenin mutluluğuyla başlayacaktı... mutluluğu hiç beceremedik, risklerimiz de olmadı... onduğumuz kadar olduk...



...adam asmaca oyunlarıyla büyüyen çocuklardandık...



...put olduğumda kır beni...



...olaylara yas tutmaya başladığım anlardan birin de aslında kendime acıdığımdan yas tuttuğumu anlamamın yasını tuttum uzunca bir süre...



...yalanlardan oluşan cümlelerimin sonu geldiğin de adına roman denmişti....



....düşüncemde seni örerken...



...yaşamaktan usandığımda başka çarem olmadığını anladım...



.... yüzüme bakman gelmem için başka sebep gerektirmezdi...



... kıyısındaydım hayatın. en izbe yerinde...



... baktığımda yüzü ağlayan filistin oluyordu... olsundu... o bombalandı, ben baktım... harabeye de razıydım...



... kumarda kazanmamıştım seni. kaybettiğimde şansıma sövmem acziyetimdi...



...aşkın bilançosunu tutmaya başladığımızdan beri yüreğimize eklenecek bişey kalmamıştı... muhasebeci tutmalı her iki aşığa. kar zarar hesaplamasına. yürek üzülse de meşke devam ederdi...



... adımı söyledi. unutmamalıyım bunu dedim. unutmamalıyım. hiçbir isim böyle güzel söylenmemiştir. unutmadım...



... neredeydin dedi. izbedeydim dedim. sende oradaydın. acziyetim getirdi seni oraya...



...aşkımızı cümlelere hapsettiğimizden beridir ağlatıyoruz anlamını...



... ölürsem çok üzülürüm...



...gittin. yetim kaldı hüznüm...



...gerçek bizimle dalga geçiyor fakat biz ona mahkumuz. en kolayı katlanılabilir acılardan kılmak bunu...



...eskidiğimde ihtiyar bir çocuk olduğumu hatırladım. ihtiyarlamak için büyümek şart değildi. kullanılmamış çocukluğuma geri dönmek istiyorum. sanırım ihtiyarladığımda olacak....

( bu satırlar yazıldığında benjamin bottun'un garip hikayesi isimli filmi çekilmemişti. 2 saatik filmden sonra bu cümle ortaya çıkacaktır




...pandora`s-box

Hiç yorum yok:

Kimsenin hayatı kendi seçimi değil. · Başkasına ait bir suçu üstlenmişiz; yattığımız ceza bizim değil...· "5 yıl açık denize nasıl dayandınız?" diye soruyorlar Uzaklar'ın kaptanına; "Ya siz" diye dalga geçiyor kaptan; "Ya siz 5 yıl nasıl dayandınız kıyıya?"· Aynı beden içinde kaç farklı ruh halini aynı anda yaşayıp, kaç farklı kişiliğe bürünebiliyoruz?· Kinler, sevgiler, öfkeler, kahkahalar ve gözyaşlarıyla örülmüş, çok kopyalı bir hayatı nasıl kendinize bile söylemeye cesaret edemediğiniz bir tür iki (üç-dört..?) yüzlülükle yaşayıp gittiğinizi fark ediyor musunuz?· Göçüp giderken ardınızda kaç asıl, kaç suret bırakacaksınız? Kaçının hatırlanmasını isteyecek, kaçından utanacaksınız? Sahi, kaç kopyasınız siz? Hangisi sizsiniz, hangisi fotokopiniz?· Eğer cehennem yaşadığımız dünyaysa, öyle anlaşılıyor ki Şeytan da biziz...· Ütopyalar, benliğimizin uzak düş ülkeleridir ve oraya varabilmenin yolu önce kendini bulmaktan geçer.· Siz de farkında mısınız, günümüzde hayatı nasıl beynimizde devasa prangalarla yaşadığımızın?.. Örgütsüz, savruk ve yalnız yakalandığımız yaman bir tufanda, tek tek hapsedildiğimiz hücrelerimiz içinde nasıl gönüllü bir esarete mahkum edildiğimizin farkında mısınız?.· Gölgemize kelepçeleniyoruz.· Düğüne gelince...Adeta birbirinden kopya edilerek çoğaltılmış birer yasak savma töreni..· Aslımız benzemek istediğimiz şeyle barışmıyor bir türlü...Sonunda ne aslımıza benziyoruz, ne de benzetmek istediğimiz şeye.....· Ancak yazarlar, öldükten sonra yaşarlar. Bu yüzden ölümsüzdürler.· Her seçim bir kaybediştir.· HERŞEYİN SIRADANLAŞTIĞI BİR DÜNYADA BAZEN KAYBETMEK EN DOĞRU SEÇİMDİR. VE O DÜNYADA EN YERİNDE TERCİH; VAZGEÇİŞTİR.· Yaşanmaya değer miydi bu dünya? (can dündar)

şaiir ceketli çoçuk neden habersiz gittin söyle amansızca