17.8.08

ORASI


yanlızlığımı paylaştım
huzur kapanında melek oldum
o kadar mutluydum ki
korktum
başımı alıp
gitmek istediğim yerdeyim
ama anladım daha hazır değilim
yüreğimde kocaman bir sen varken
kaçamıyorum kendimden hayattan

2 yorum:

darkream ümit dedi ki...

gemilerin yalnızlığı bi başka bu şehirde; yosmalar fink atarken yüreğimde karanlığı görürüm kendimde;masmavi deniz masumiyeti üzerimde.... yelken olmak istiyorum rüzgarıma; o da yok bende... eee bunları yazmak düşer bize de!!!!

Adsız dedi ki...

Küçücüksün daha, kaçamazsın kendinden,seni sen büyüteceksin nereye böyle...

Bak şimdi bir şiir geldi aklıma,yıllar önce karşılaştığım bir şiir.kaçmana engel olsun derken daha bir kışkırtmasın amann!!! :)


Şehir

"Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim," dedin,
"bundan daha iyi başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim ülkede."

Yeni bir ülke bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir. Sen gene aynı sokaklarda
dolaşacaksın. Aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. Başka bir şey umma-
Bineceğin gemi yok, çıkacağın yol yok.
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
Öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.

Konstantin Kavafis

melek, ışığın hiç sönmesin...

Kimsenin hayatı kendi seçimi değil. · Başkasına ait bir suçu üstlenmişiz; yattığımız ceza bizim değil...· "5 yıl açık denize nasıl dayandınız?" diye soruyorlar Uzaklar'ın kaptanına; "Ya siz" diye dalga geçiyor kaptan; "Ya siz 5 yıl nasıl dayandınız kıyıya?"· Aynı beden içinde kaç farklı ruh halini aynı anda yaşayıp, kaç farklı kişiliğe bürünebiliyoruz?· Kinler, sevgiler, öfkeler, kahkahalar ve gözyaşlarıyla örülmüş, çok kopyalı bir hayatı nasıl kendinize bile söylemeye cesaret edemediğiniz bir tür iki (üç-dört..?) yüzlülükle yaşayıp gittiğinizi fark ediyor musunuz?· Göçüp giderken ardınızda kaç asıl, kaç suret bırakacaksınız? Kaçının hatırlanmasını isteyecek, kaçından utanacaksınız? Sahi, kaç kopyasınız siz? Hangisi sizsiniz, hangisi fotokopiniz?· Eğer cehennem yaşadığımız dünyaysa, öyle anlaşılıyor ki Şeytan da biziz...· Ütopyalar, benliğimizin uzak düş ülkeleridir ve oraya varabilmenin yolu önce kendini bulmaktan geçer.· Siz de farkında mısınız, günümüzde hayatı nasıl beynimizde devasa prangalarla yaşadığımızın?.. Örgütsüz, savruk ve yalnız yakalandığımız yaman bir tufanda, tek tek hapsedildiğimiz hücrelerimiz içinde nasıl gönüllü bir esarete mahkum edildiğimizin farkında mısınız?.· Gölgemize kelepçeleniyoruz.· Düğüne gelince...Adeta birbirinden kopya edilerek çoğaltılmış birer yasak savma töreni..· Aslımız benzemek istediğimiz şeyle barışmıyor bir türlü...Sonunda ne aslımıza benziyoruz, ne de benzetmek istediğimiz şeye.....· Ancak yazarlar, öldükten sonra yaşarlar. Bu yüzden ölümsüzdürler.· Her seçim bir kaybediştir.· HERŞEYİN SIRADANLAŞTIĞI BİR DÜNYADA BAZEN KAYBETMEK EN DOĞRU SEÇİMDİR. VE O DÜNYADA EN YERİNDE TERCİH; VAZGEÇİŞTİR.· Yaşanmaya değer miydi bu dünya? (can dündar)

şaiir ceketli çoçuk neden habersiz gittin söyle amansızca